Firavun Tutankamon’un Laneti: Gerçek mi, Efsane mi?

Tarih:

Paylaş

Tutankamon, Mısır’ın Yeni Krallık döneminde hüküm sürmüş olan ve Mısır tarihinin en ünlü firavunlarından biri olarak kabul edilen bir hükümdardı. Tutankamon’un mezarının açılması ve ardından gelişen olaylar, yıllardır bir gizem ve korku kaynağı olarak varlığını sürdürüyor. 1922’deki mezar keşfiyle başlayan bu esrarengiz olaylar zinciri, birçok insanın kafasını karıştırmaya ve merak uyandırmaya devam ediyor. Ancak, lanetin gerçek bir etkisi var mı yoksa sadece bir efsane mi olduğu konusu hala tartışılmaktadır.

Bazıları, mezarın açılmasının ardından gelişen ölümler ve tuhaf olaylar arasında bir bağlantı olduğuna inanıyor. Bunun bir lanet olduğunu ve mezarın açılmasının bir tür kutsal dengeyi bozduğunu düşünenler var. Bazıları ise bu olayların tesadüfi olduğunu ve lanetin gerçek olmadığını savunuyor.

Bilimsel olarak, lanetin varlığını kanıtlayacak kesin bir delil bulunmuyor. Araştırmacılar, yaşanan ölümlerin rastlantısal olduğunu ve mezar açmanın doğrudan bu ölümlerle ilişkilendirilmesinin zor olduğunu ifade ediyorlar. Ancak, bu tür olaylar ve efsaneler, insanların merakını ve hayal gücünü her zaman tetiklemeye devam edecek gibi görünüyor.

Çocuk Firavun Tutankamon ve Mezarının Keşfi

MÖ 1332-1323 yılları arasında hüküm süren Tutankamon, genellikle “Çocuk Firavun” olarak anılır. Tutankamon’un mezarı, 1922 yılında Britanyalı arkeolog Howard Carter tarafından bulunmuş ve içindeki hazinelerle birlikte dünyanın en ünlü arkeolojik keşiflerinden biri olmuştur. Firavun Tutankamon’un mezarı, antik Mısır’daki zenginlik ve güç sembolü olarak kabul edilen birçok eşya ve define ile dolu olarak keşfedilmiştir.

Mısır’ın Luksor kenti yakınlarındaki Krallar Vadisi‘nde bulunan mezarlar ve içindeki hazineler, arkeolojinin en destansı buluntularından biri olarak kabul edilmektedir. Tutankamon’un mezarı keşfedildiğinde, hiçbir şekilde soyulmamıştı ve hazineleri orijinal yerlerinde duruyordu. Bu durum, Tutankamon’u diğer firavunlardan farklı kılan önemli bir özellik olsa da en dikkate değer nitelik değildi. Asıl dikkat çeken ve önemli olan, mezarının açılmasıyla birlikte ortaya çıkan lanet söylentileriydi.

Arkeolog Howard Carter’ın mezarı açtığı gün, onun kanaryasını bir yılanın yediği biliniyordu. Bazı Mısırlı çalışanlar, bu olayı firavunun ruhundan kaynaklanan bir işaret olarak yorumlamışlardı. Kazı çalışmaları sırasında, Carter’ın ekibinden insanlar ölmeye başladığında, çevrede mumyanın lanetini serbest bıraktığına dair söylentiler dolaşmaya başlamıştı. Yıllar geçtikçe, Carter’ın ekibinden daha fazla üye ölmüş ve bilim insanları, bu ölümlerin arkasında daha sıradan bir nedenin olup olmadığını merak etmeye başlamışlardı.

Lanet İle İlişkilendirilen Ölümler

Tutankamon’un mezarının keşfiyle birlikte, gizemli olaylar ardı ardına gelmeye başladı. Howard Carter’ın gözde kanaryası, nereden geldiği belirsiz bir kobra yılanı tarafından yendi. Kobra yılanı, Mısır hükümdarlarının sembolü olarak kabul edilir.

Mezarın bulunmasından birkaç hafta sonra kazıların finansal desteğini sağlayan İngiliz Lordu Carnavron‘un sağlık durumu kötüleşmeye başladı. Kan zehirlenmesi olarak açıklanan Lord, kısa bir süre sonra vefat etti. Eş zamanlı olarak Lord’un köpeği Susie’nin ulumaya başlayıp öldüğü söylendi. Lord’un ölümüyle birlikte lanet söylentileri de güçlendi.

Bu dedikoduların arkasındaki temel dayanak, Firavun’un mezarındaki hiyeroglif yazısıydı. Yazı, şu şekildeydi: “Firavunun mezarına dokunan herkes, ölümün kanatları altına girecektir.”

Amerikalı milyarder George Jay Gould, mezarı ziyaret ettikten sonra ansızın ateşlenerek öldü.

A. C. Mace, Arkeolog Carter’ın yardımcılarından biriydi. Ateş nöbetleri geçirmeye başlayınca işi bıraktı ve 1928’de öldü.

Richard Bethell, Carter’ın diğer yardımcılarından biriydi ve 45 yaşında dolaşım sistemi yetersizliğinden hayatını kaybetti.

Radyolojist Archibald Reid, Tutankamon’un yaşını belirlemek için mumyada X ışınlarıyla çalışıyordu. İngiltere’ye döndükten kısa bir süre sonra öldü.

Lord Carnavron‘un arkadaşı, firavunun mezarını görmeye gittiği Mısır’da ve cenazeye katıldıktan 12 saat sonra yüksek ateş nedeniyle öldü. Bu ölümlerden sonra, mezarlarla ilişkilendirilen bir zehir üreten bakteri olabileceği iddia edildi, ancak hiçbir zaman kanıtlanamadı.

Tutankamon’un mezarına dair lanet söylentileri, ilgiyi daha da artırdı. Tutankamon’un mezar kalıntıları, 1972’de Londra’da ve daha sonra Amerika’da sergilendi ve bu süreçte de gizemli ölümler yaşandı.

Mısır Eski Eserler Bölümü Müdürü Dr. Gamaleddin Mehrez, tüm bu gizemli ölümlerin insanları endişelendirebileceğini, ancak lanete kesinlikle inanılmaması gerektiğini belirtmişti. Mehrez’in bu sözlerinden dört hafta sonra, 52 yaşında hayatını kaybetti.

Tutankamon’un Mezarının Lanetine Yönelik Açıklama

Gazetelerdeki “lanet” olarak nitelendirilen ölüm vakalarının sayısı, 9 ile 20 arasında değişiyordu. Bazı kaynaklar, mezarı ziyaret edenleri ve kazı ekibinin akrabalarını da dâhil ederek 20 ölümü kabul ederken, diğerleri sadece kazıda çalışanları sayıyordu.

Lanetle ilişkilendirilen çeşitli ölüm sebepleri arasında araba kazaları, silahlı çatışmalar, ev yangınları ve intiharlar da bulunuyordu. Batı medyası bu mumya laneti kavramına karşı büyük bir ilgi gösterirken, Mısırlılar genellikle ölümlerini lanetle ilişkilendirmiyordu.

Ancak gerçekte, kazıda onlarca Mısırlı işçi de çalışmıştı. Carter, notlarında bu kişilerin çoğunun adını vermemişti ve basında nadiren yer almışlardı. Bu nedenle, bin yıllık toz ve döküntülerin temizlenmesinin, bu insanların sağlığı üzerinde nasıl bir etki yarattığı bilinmiyordu.

Belki de lanetin en sıradan açıklaması, kazıda görev almış hastalardan birini tedavi eden doktor Frank McClanahan’a aitti. McClanahan şöyle diyor: “Ölümler, aslında mezarı ziyaret edenlerin küçük bir kısmıyla ilişkiliydi.”

1972’de verdiği bir röportajda Doktor, “Burada dünyanın dört bir yanından sürekli gelen ve giden arkeologlar vardı. Eğer herhangi bir büyük insan grubunu alır ve daha sonra tekrar kontrol ederseniz, aralarında belirli bir ölüm oranı bulursunuz.” şeklinde konuşmuştu. McClanahan, bu ifadeyle istatistiklerin bölgedeki ölümlere dair sıra dışı bir durum oluşturmadığını ve lanet söylentileri nedeniyle sayıların yanlış yorumlandığını vurguluyor.

Sonuç olarak, Tutankamon’un mezarıyla ilişkilendirilen lanet gerçek mi yoksa sadece bir efsane mi, hala bir sır olarak kalmaya devam ediyor.

Paylaş

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Türkiye’de Neden Bu Kadar Çok Kedi Var? Osmanlı’dan Günümüze Uzanan Tarihi Sebep!

Türkiye’yi ziyaret eden pek çok yabancının ilk dikkatini çeken şeylerden biri, şehir sokaklarında özgürce dolaşan sayısız kedidir.

Yemek Savaşları Başladı: Uber, Türkiye Pazarında Dengeleri Değiştiriyor

Uber Türkiye yemek teslimat pazarına 700 milyon dolarlık yatırımla girdi. Bu hamle, Yemeksepeti, Getir ve Trendyol Go gibi yerel devlerle rekabeti kızıştıracak. Uber, gelişmiş teknolojisi, kullanıcı dostu arayüzü ve esnek iş modeliyle farklılaşmayı hedefliyor. Rekabetin artmasıyla birlikte tüketiciye daha hızlı, kaliteli ve uygun fiyatlı hizmetler sunulması bekleniyor. Ayrıca küçük işletmeler, Uber’in sunduğu veri analizleri ve iş birliği odaklı yaklaşımı sayesinde dijital pazarda daha güçlü bir şekilde yer alma fırsatı yakalayacak.

Karaman’da Tarihin ve Doğanın Kucaklaştığı Noktalar

Eğer siz de tarihle iç içe olmak, doğayla bütünleşmek ve Anadolu’nun eşsiz atmosferini keşfetmek istiyorsanız, Karaman tam size göre bir destinasyon. Bu şehir, sakinliği, tarihi dokusu ve doğasının sunduğu huzurla, unutulmaz bir seyahat deneyimi vadediyor. Karaman’a yapacağınız bir ziyaret, sadece bir gezi değil, aynı zamanda geçmişin ve doğanın derinliklerine yapılacak bir yolculuk olacak. Karaman, hem kültürel hem de doğal güzellikleriyle gezginleri bekliyor!

Ekranlara Neden Bağımlı Oldun? Algoritmaların Gizli Oyunu

Dikkatini çeken her bildirim, her kaydırma bilinçli bir tasarımın ürünü. Sosyal medya seni değil, zihnini hedef alıyor. Algoritmalar seni senden iyi tanıyor ve kontrolü ele geçiriyor. Bu görünmeyen manipülasyonu fark et, dikkatini geri kazan. Zihinsel özgürlüğün için şimdi uyan!

Sosyal Medya Bizi Daha Yakın mı Yoksa Daha Yalnız mı Yapıyor?

Sosyal medya çağında ilişkilerimiz hızla dijitalleşti. Yüz yüze bağların yerini ekranlar aldı, ancak gerçek samimiyet hâlâ dijital sınırların ötesinde aranıyor.
spot_img

Related articles

Türkiye’de Neden Bu Kadar Çok Kedi Var? Osmanlı’dan Günümüze Uzanan Tarihi Sebep!

Türkiye’yi ziyaret eden pek çok yabancının ilk dikkatini çeken şeylerden biri, şehir sokaklarında özgürce dolaşan sayısız kedidir.

Yemek Savaşları Başladı: Uber, Türkiye Pazarında Dengeleri Değiştiriyor

Uber Türkiye yemek teslimat pazarına 700 milyon dolarlık yatırımla girdi. Bu hamle, Yemeksepeti, Getir ve Trendyol Go gibi yerel devlerle rekabeti kızıştıracak. Uber, gelişmiş teknolojisi, kullanıcı dostu arayüzü ve esnek iş modeliyle farklılaşmayı hedefliyor. Rekabetin artmasıyla birlikte tüketiciye daha hızlı, kaliteli ve uygun fiyatlı hizmetler sunulması bekleniyor. Ayrıca küçük işletmeler, Uber’in sunduğu veri analizleri ve iş birliği odaklı yaklaşımı sayesinde dijital pazarda daha güçlü bir şekilde yer alma fırsatı yakalayacak.

Karaman’da Tarihin ve Doğanın Kucaklaştığı Noktalar

Eğer siz de tarihle iç içe olmak, doğayla bütünleşmek ve Anadolu’nun eşsiz atmosferini keşfetmek istiyorsanız, Karaman tam size göre bir destinasyon. Bu şehir, sakinliği, tarihi dokusu ve doğasının sunduğu huzurla, unutulmaz bir seyahat deneyimi vadediyor. Karaman’a yapacağınız bir ziyaret, sadece bir gezi değil, aynı zamanda geçmişin ve doğanın derinliklerine yapılacak bir yolculuk olacak. Karaman, hem kültürel hem de doğal güzellikleriyle gezginleri bekliyor!

Ekranlara Neden Bağımlı Oldun? Algoritmaların Gizli Oyunu

Dikkatini çeken her bildirim, her kaydırma bilinçli bir tasarımın ürünü. Sosyal medya seni değil, zihnini hedef alıyor. Algoritmalar seni senden iyi tanıyor ve kontrolü ele geçiriyor. Bu görünmeyen manipülasyonu fark et, dikkatini geri kazan. Zihinsel özgürlüğün için şimdi uyan!