Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi ve Kudüs’ün Fethi

Tarih:

Paylaş

Eyyubiler Devleti’nin kurucusu ve ilk hükümdarı Selahaddin Eyyubi, Kudüs’ü geri almak için verdiği mücadeleyle tanınan bir İslam lideridir. Selçukluların valisi Necmettin Eyyub’un oğlu olan Selahaddin Eyyubi, 1137 yılında Tikrit’te doğmuştur. Genç yaşta askeri kariyere başlamış ve zamanla Mısır’daki Fatımi halifesinin veziri olmuştur. Sadece askeri bir lider olarak değil, aynı zamanda düzenli ve modern bir devletin kurulmasında da etkili olmuştur. Döneminde yüzlerce medrese, hastane ve cami inşa edilmiş ve İslam âleminde ilim zirveye ulaşmıştır.

Selahaddin Eyyubi, Müslüman, Kürt, Arap ve Türk kültürlerinde önemli bir isim hâline gelmiş ve “Kudüs Fâtihi” olarak anılmıştır. Ayrıca “iki kutsal caminin hizmetkârı” unvanına sahip olan ilk kişi olarak da bilinmektedir. Selahaddin Eyyubi, Orta Doğu’daki Haçlı varlığını yok ederek İslam dünyasının gücünü Avrupa’ya göstermiş bir liderdir. 4 Mart 1193’te Şam’da hayatını kaybeden Selahaddin Eyyubi’nin türbesi, Şam’daki Emevi Camisi’nin yanında bulunmaktadır.

Selahaddin Eyyubi, Kudüs ve İslam dünyasında olduğu gibi Irak’ta da büyük saygı ve sevgiyle anılmaktadır. Tikrit kent merkezinin bağlı olduğu Salahaddin vilayeti, doğduğu yer olan Selahaddin Eyyubi’ye ithafen adını almıştır. Selahaddin Eyyubi, Müslümanlar arasında ideal bir sultan olarak görülmüş, Haçlılar ise gerçek bir İslam kahramanı olarak takdir etmişlerdir. Hem Doğulu hem de Batılı tarihçiler ve yazarlar, Selahaddin Eyyubi hakkında övgü dolu sözler sarf etmişlerdir.

Özellikle Fransız tarihçi Albert Champdor, Selahaddin Eyyubi’yi mertliği ve düşmanlarına karşı adaletli olması nedeniyle “İslam’ın en saf kahramanı” olarak nitelendirmiştir. Selahaddin-i Eyyubi, verdiği sözleri her şeye rağmen tutar ve affetmeyi severdi. İbn Cübeyr, onun “Af konusunda hata etmek, haklı olarak cezalandırmaktan daha çok hoşuma gider” dediğini aktarmıştır. Eman verdiği kişileri kesinlikle cezalandırmamıştır ve Haçlılarla yıllarca süren savaşlarında bile bu tutumunu korumuştur.

Ayrıca Selahaddin Eyyubi, cömert bir sultan olarak da bilinir. Öldüğünde özel hazinesinde sadece 1 Mısır dinarı ile 36 Nasıri dirhemi çıkmıştır. Bu da onun sade bir hayat tarzını benimsemiş olduğunu ve mal varlığına önem vermediğini gösterir.

Fatımi Hilafetinin Sona Ermesi

Selahaddin Eyyubi; Büyük Selçukluların Haleb Atabeyi Nureddin Zengi’nin ordu komutanı olan amcası Esedüddin Şirkuh’un kumandasında, 1164 ve 1169 yıllarında Fatımi egemenliğindeki Mısır’a yapılan seferlere katılmıştır. Bu seferlerde gösterdiği üstün başarılar, onu usta bir kumandan ve devlet adamı olarak öne çıkarmıştır. Zengi’nin Mısır’daki ordusunun kumandanı olarak görev yapmış, vekili olarak Mısır’ı ve bağlı yerleri müstakil bir hükümdar gibi yönetmiştir. Mısır’a hâkim olduktan sonra kendisine ve Türkler’e karşı direnen Fatımiler ile onları destekleyen Haçlılar ve Bizanslılar’la mücadeleye girişmiştir.

Selahaddin Eyyubi, Mısır’daki ordusunu yeniden teşkilatlandırmış, Sünni medreseler ve yeni kurumlar açmıştır. Ayrıca, Fatımi bürokrasisini tasfiye ederek 1171 yılında Fatımi hilafetine son vermiştir. 1170 ve 1173 yıllarında Kudüs Haçlı Krallığı’na karşı seferlere çıkan Selahaddin Eyyubi, ayrıca 1173’te ağabeyi Turan Şah’ın kumandasında Yemen ve Hicaz’a düzenlediği seferlerle bu bölgeleri devletin birer eyaleti haline getirmiştir.

Nureddin Mahmud Zengi’nin ölümünden sonra yerine 11 yaşındaki oğlu El-Melikü’s-Salih İsmail geçmiştir. Selahaddin, Salih’e bağlı kalmış ve onun adına hutbe okutmuş, para bastırmıştır. Salih’in de genç yaşta ölümü sonrasında, Selahaddin 1181 yılında Fırat’ın doğusuna geçmiş ve Diyarbakır, Urfa, Harran, Rakka, Habur, Re’sül’ayn, Dara, Nusaybin gibi el-Cezire bölgesi şehirlerini ele geçirerek, stratejik öneme sahip Halep’i de ele geçirerek Kudüs yolunu açmıştır.

Selahaddin Eyyubi’nin Mısır’da Fatımiler Devleti’ni yıkarak kendini “Mısır Sultanı” ilan etmesi ve İslam hilâfetini, Bağdat’ta bulunan Sünni Abbasî halifeliğine bağlaması da önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Selahaddin’in kurduğu Eyyubiler Devleti, gücünün doruğunda olduğu dönemde Mısır, Suriye, Irak, Cezire (Yukarı Mezopotamya), Hicaz, Yemen, Kuzey Afrika’nın bazı bölgeleri ve Nubia’yı kapsıyordu.

Kudüs’ün Fethi

Selahaddin Eyyubi, Kudüs’ün fethinden önceki döneme ilişkin birçok menkıbeye sahip olan bir liderdi ve hep kutsal şehri bir gün Haçlı esaretinden kurtarmayı planlamıştı. “Kudüs işgal altındayken ben nasıl gülebilirim ki…” sözüyle hafızalara kazınan Selahaddin Eyyubi, Eyyubiler devletini kurduktan sonra Kudüs’teki işgale son vermek için harekete geçti. İslam ordusu, 4 Temmuz 1187’de İsrail’in kuzeyinde yer alan Taberiye Gölü yakınlarında Kudüs Krallığı’na bağlı orduyla karşı karşıya geldi. Tarihe “Hıttin Savaşı” olarak geçen muharebede, Selahaddin Eyyubi’nin askeri dehası sayesinde İslam ordusu zafer kazandı.

Kudüs Krallığı’nın askeri gücünün büyük ölçüde yok edildiği Hıttin Savaşı, Kudüs’ün fethine giden yolu açtı. Selahaddin Eyyubi, Hıttin zaferinden yaklaşık 2,5 ay sonra, 20 Eylül 1187’de işgal altındaki Kudüs’ü kuşattı. Ünlü komutan, Kudüs’ün zarar görmemesi için büyük önem gösterdi ve kutsal şehri korumak için “Kudüs’ün, Allah’ın kutsal saydığı beldelerden biri olduğuna büyük bir inancım vardır. Sizin de kutsallığına inandığınız bu beldeye muhasara ve savaşın gerektirdiği yollarla hücum etmek ve girmek istemiyorum.” ifadelerini kullandı. Kuşatma sırasında İbelinli Balian tarafından yapılan savunma başarısız oldu. Balian, 2 Ekim 1187’de Kudüs’ü Eyyubilere teslim etti ve böylece Kudüs’teki 88 yıllık Haçlı işgali sona erdi.

Fetih sonrasında; Haçlılar tarafından tahrip edilen Mescid-i Aksa’yı Selahaddin Eyyubi, kendi elleriyle süpürdü ve gül yağıyla yıkadı. Harem-i Şerif’teki Hristiyan sembollerini kaldırdı ve böylece İslam’ın kutsal mekânını Hristiyanlardan arındırdı. Kubbetü’s Sahra’daki haçın da indirilmesinin ardından, 88 yıl boyunca duyulamayan ezan sesi yeniden Kudüs’ün semalarında yankılanmaya başladı.

Kazanılan bu zafer, Avrupalı Hristiyanları III. Haçlı Seferi’ni düzenlemeye sevk etmiştir. Selahaddin Eyyubi, III. Haçlı Seferi’ne karşı da mücadele etmiş ve Haçlı devletlerine karşı askeri harekâtlar gerçekleştirmiştir. 1191 yılında gerçekleşen Arsuf Muharebesi’nde İngiliz Kralı I. Richard’a yenilse de, Ramla Antlaşması sayesinde Kudüs’ün kontrolünü elinde tutmayı başarmıştır.

Paylaş

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Zerdüştlerin Kutsal Merkezi Taht-ı Süleyman ve Hz. Süleyman’ın Cinleri Hapsettiği Yer!

Taht-ı Süleyman, efsaneler ve tarihle iç içe geçmiş bir bölge olarak, Zerdüşt inancının ve İslam öncesi İran kültürünün derin bir izini taşır.

Tektaş Pırlanta Yüzüklerde Son Trendler – Yılın En Gözde Modelleri!

Evlilik tekliflerinin vazgeçilmezi, aşkın sembolü, tektaş pırlanta yüzük. Anlamı ve estetiğiyle öne çıkan bu zarif mücevher, aşkın sonsuzluğunu simgeliyor.

Maoriler Kimdir? Geleneksel Haka Dansı ve Ortaya Çıkış Hikayesi

Haka dansı, Maori kültürünün güçlü bir ifadesidir ve dünya çapında hem spor sahalarında hem de kültürel etkinliklerde unutulmaz bir deneyim sunar.

Yerinde kripto para eğitimi ve desteğin avantajı

Kripto para piyasası, teknik terimler ve karmaşık işlem süreçleri ile yeni başlayanlar için oldukça zorlayıcı olabilir.

Altın Zincir Bileklik Modelleri

Altın zincir bilekliklerde kullanılan zincirler, farklı kalınlık ve desenlere sahip olabilir. İnce ve zarif bir görünüm isteyenler için...
spot_img

Related articles

Zerdüştlerin Kutsal Merkezi Taht-ı Süleyman ve Hz. Süleyman’ın Cinleri Hapsettiği Yer!

Taht-ı Süleyman, efsaneler ve tarihle iç içe geçmiş bir bölge olarak, Zerdüşt inancının ve İslam öncesi İran kültürünün derin bir izini taşır.

Tektaş Pırlanta Yüzüklerde Son Trendler – Yılın En Gözde Modelleri!

Evlilik tekliflerinin vazgeçilmezi, aşkın sembolü, tektaş pırlanta yüzük. Anlamı ve estetiğiyle öne çıkan bu zarif mücevher, aşkın sonsuzluğunu simgeliyor.

Maoriler Kimdir? Geleneksel Haka Dansı ve Ortaya Çıkış Hikayesi

Haka dansı, Maori kültürünün güçlü bir ifadesidir ve dünya çapında hem spor sahalarında hem de kültürel etkinliklerde unutulmaz bir deneyim sunar.

Yerinde kripto para eğitimi ve desteğin avantajı

Kripto para piyasası, teknik terimler ve karmaşık işlem süreçleri ile yeni başlayanlar için oldukça zorlayıcı olabilir.