Mayalar, Dünya üzerinde yaşamış olan en gizemli ve şaşırtıcı topluluklardan biridir. Bu topluluk uzun yıllar boyunca cevabı bulunamayan sorular bıraktığı için, bilim insanları tarafından araştırma konusu haline gelmiştir. Maya uygarlığı ile ilgili sırrı çözülemeyen çok fazla konu mevcuttur.
Mayalar, Orta Amerika’da yaşamış ve halkı Kızılderililerden oluşmuş bir uygarlıktır. Meksika’nın Güney doğusundan, Honduras, El Salvador ve Guatemala’ya kadar uzanan geniş bir bölgede hüküm sürmüşlerdir. Kendilerine ait bir lehçeden oluşan Maya dilini konuşmuşlardır. Bu halkın ortadan yok olduğunu söyleyen birçok bilim insanı bulunmakla beraber hala günümüzde var olduklarını söyleyenlerde mevcuttur. Hatta Maya soyuna dayanan 7 milyon insanın yaşadığı düşünülmektedir.
İleri bir uygarlık düzeyinde olan Mayalar; astronomi, matematik, mimari ve sanat konusunda çok gelişmişlerdi. Olağanüstü yapılar inşa etmişler ve büyük kentler kurmuşlardır. En ilgi çeken anıtları ise din merkezleri olan Maya Piramitleridir. Piramitler kireçtaşı ile inşa edilip kırmızıya boyanmaktaydı. Piramidin dört tarafında merdivenler bulunmakta ve her merdivende 91 basamak bulunmaktadır. Bu sayı toplandığı zaman 364 basamak yapmaktadır. Piramidin en üstü ile birleştirildiğinde ise 365 yapmaktadır. Yani bir yıldaki gün sayısı bu basamaklara işlenmiştir. Mayaların kullandığı Haab Takvimi, günümüzde kullanılan Gregoryen takvimine benzer bir takvimdir. Mayalar o dönemde, gezegenin güneş etrafında dönüşünü 365 gün olarak hesaplamışlardır. Peki, bu nasıl mümkün olabilirdi? Maya piramidinin merdivenlerinde eller çarpıldığı zaman, kutsal saydıkları bir kuş cıvıltısına benzer şekilde yankı oluşturmaktadır.
Mayalar gelecek ile ilgili birçok kehanetlerde bulunmuşlardır. Bu kehanetler Maya takviminde yer almaktadır. 2012 yılında kıyametin kopacağına dair kehanetler bulunmaktadır. Bunun üzerine çok farklı senaryolar hazırlanarak araştırmalar yapılmıştır.
Mayalar o dönem oldukça farklı geleneklere sahipti. Mahsul kıtlığı ve savaşlar gibi olayların yaşanması sonrasında, tanrılarına insan kurban etmişlerdir. Bu kurbanlar çoğunlukla tutsak alınan insanlardan oluşuyordu. Tutsak alınan kişiler, savaş esnasında esir düşen kişilerden oluşuyordu.
Gelişmiş bir uygarlığa sahip olan Mayalar, teknik olarak taş devrinde yaşamışlardır. Döneme göre kullandıkları aletler oldukça mükemmeldir. Savaş esnasında ise kendilerine göre farklı savaşma yöntemleri vardı. Su kabının içine eşek arılarını ve yuvalarını koyarak düşman üzerine fırlatmakta idiler. Düşmanlar bu arılar ile mücadele halinde iken saldırarak galibiyet elde ediyorlardı.
Maya halkının güzellik anlayışı da oldukça farklıydı. Örneğin şaşılık güzel olarak kabul edilmekteydi. Kafalarının önünde bulunan kemiği, kasıtlı bir şekilde deforme ederek düzleştirip şekil vermekte idiler. Bunun oluşması için yeni doğan bir bebeğin alnına sıkı bir şekilde tahta yapıştırmışlardır. Burunlarının şeklini değiştirerek kartal benzeri bir görünüme sahip olmaya çalışıyorlardı. Belirgin elmacık kemikleri, uzun bir alın, bükülmüş büyük bir burun, küçük bir ağız, çekik ve şaşı gözler mayalarda güzelliğin tanımıydı. Maya halkı arasında geometrik dövme şekilleri de son derece yaygın kullanılmaktaydı. Bir kişinin vücudunda dövme varsa, o kişinin cesur olduğu anlamına gelmekteydi.
Mayalar, her dönem arkeologların ve tarih bilimcilerin oldukça ilgisini çeken bir topluluk olmuştur. Bu topluluğun yaşadığı yer günümüzde binlerce turisti ağırlamaktadır. Çok ileri düzeyde bir medeniyete sahip olan Mayaların, yaşadığı şehirlerin tamamı hala keşfedilmemiş ve araştırılmaya devam edilmektedir.