Almanya’nın bir dönem dünyaya hükmetmesini sağlayan Adolf Hitler, 1889 tarihinde Avusturya’da doğmuştur. Almanya’nın başına geçerek, Avrupa’nın yüzde yetmişini işgal eden Hitler, bilinenin aksine Alman değil, Avusturyalıdır. Adolf Hitler gelmiş geçmiş en acımasız diktatörlerden biri olarak bilinmektedir. Dünyanın yarısını kana bulayan ve Naziler olarak bilinen acımasız bir kesimin lideridir. Nazilerin ölüm kampları ve gerçekleştirdiği işkenceler son derece ürkütücüdür.
Adolf Hitler, Almanya şansölyesi olmadan çok öncesinde de, ırkla ilgili saplantılı fikirlere sahip bir insandır. Saf ve üstün Alman ırkı oluşturma çabasında olduğu için, başka milletlere her türlü işkence ve öldürme yöntemlerini uygulamıştır. Nazilerin ölüm kamplarında, 300 binden fazla masum hayatını kaybetmiş, akıl almayacak işkencelere ve deneylere maruz kalmıştır. Hitler, Alman ekonomisinin çöküşünden Yahudileri sorumlu tuttuğu için, Yahudilere karşı büyük bir düşmanlık besler. Yahudilerin tamamen ortadan kaldırılması gerektiğini düşündüğü için, Yahudi halka benzeri görülmemiş bir soykırım uygulamıştır.
Adolf Hitler’in çocukluk yıllarında, hayalindeki meslek ressamlıktır. Ancak güzel sanatlar okuluna kabul edilmeyince devam edememiştir. Ressamlığa ilgi duyan, sanatsever bir kişi zamanla acımasız bir lidere dönüşmüştür. Adolf Hitler maddi durumu iyi değildir ve ailesini kaybedince de bir süre evsizlerle yaşamak zorunda kalmıştır. Böyle bir durumdan yükselerek ülkenin başına geçmiş ve Almanya’yı çok ileriye taşımıştır.
Adolf Hitler’in Hayatı ve Orduya Girmesi
Adolf Hitler, Almanya Birinci Dünya Savaşı’na girdiğinde gönüllü olarak orduya katılır. Cephede çeşitli görevlerde yer alarak onbaşılığa terfi eder. Savaşın sonlarında Hitler, hardal gazı saldırısına maruz kalarak yaralanır ve bir süre tedavi görür. Bu sırada Birinci Dünya Savaşı’nın bittiğini ve Almanya’nın teslim olduğunu duyan Hitler, duruma çok sinirlenir. Almanya’nın düştüğü bu durumdan kurtarmak için, bir dünya gücü haline gelmesi gerektiğine karar verir.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında Almanya’da enflasyon aşırı yükselmiş, işsizlik tavan yapmıştır. Halk bir kuru ekmek alabilmek için, çok yüksek miktarlarda para ödemektedir. Aynı durumda olan Adolf Hitler’de resim yapıp satarak geçinmeye çalışır, fakat başarılı olamaz. Bunun üzerine tekrar orduya yazılan Hitler, istihbarat subayı olur. 1919 yılında Münih’te düzenlenecek olan, Alman işçi partisini denetlemek amacıyla göreve gönderilir. Gittiği bu görev Adolf Hitler’in hayatının dönüm noktası olmuştur.
Partinin toplantısında Almanya ile ilgili yapılan konuşmalara sinirlenen Hitler, etkili bir konuşma yapar. Almanya’yı düşkün duruma getiren ve Yahudilerin başını çektiği konuşmalara ateş püskürür. Konuşmanın ardından parti tarafından dikkat çeken Hitler, partinin bir üyesi haline gelir. Adolf Hitler ülkenin Yahudilerden temizlenmesi gerektiğini, Almanya’nın aşağılanmasının öcünü alacağını ve Almanya’nın milli haysiyetini tekrardan yükselteceğini haykırmaktadır. Kısa bir süre sonra da Hitler partinin lideri olur ve partinin ismini Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi olarak değiştirir. Diğer adıyla Naziler olarak bilinen partidir. Günden güne büyüyen parti, Versay anlaşmasının, Alman halkını körleştirdiğini ve bu anlaşmanın bertaraf edilmesi gerektiğini dile getirmektedir.
Adolf Hitler’in Darbe Girişimi
Adolf Hitler, amaçlarını gerçekleştirmek için ülkenin başına geçmesi gerekmektedir. Seçimle başa gelmesi oldukça zor görünen Hitler, darbe yapmaya karar verir. Darbe yapabilmek için orduyu arkasına alması gerekmekte fakat bu imkânsız bir durumdur. Bu yüzden Hitler kısa sürede, kendi düzenli bir ordusunu kurar ve kahverengi gömlekliler anlamına gelen SA taburu ismini verir.
Hitler, 8 Kasım 1923 te Münih sokaklarına inerek, Bavyera Hükümeti’nin toplantısını basar ve siyasi liderlerin tümünü rehin alır. Daha sonra hükümet yetkililerinin kendilerine katılmalarını ve darbeyi desteklemelerini teklif eder ancak olumsuz yanıt alır. Nazilerin elinden kurtulan hükümet yetkilileri orduyu harekete geçirerek 1 Nisan 1924 te Hitler’i tutuklatır. Hapisteki günlerini boş geçirmeyen Hitler, otobiyografisini ve fikirlerini anlattığı dünyaca ünlü ‘’Kavgam’’ kitabını yazmış, bu sayede kendini kitlelere anlatma fırsatı bulmuştur. 9 aylık hapis hayatının ardından Hitler serbest bırakılır.
Adolf Hitler’in Başa Geçmesi
Almanya’da 1930 seçimlerinden önce tüm dünyayı etkileyen bir hadise yaşanmış, ABD borsası çökmüş ve dünya piyasaları altüst olmuştur. Durumu fırsata çeviren Adolf Hitler, yaşanan bu kriz ile ilgili partisiyle beraber propagandalar yapmıştır. 1930 seçimlerinde Naziler, en çok oy alan ikinci parti olmuştur. Ancak Hitler bu başarısına rağmen koalisyona girememiş ve hükümet dışı kalmıştır. Fakat 1932’de yenilenen seçimde çok iyi oy alarak birinci parti olmayı başarır. Birinci parti olmasına rağmen Alman vatandaşı olmadığı için başa geçemez. Bunun üzerine Avusturya vatandaşlığından vazgeçerek, Alman vatandaşlığına geçer.
Bu sıralarda Almanya’da partiler arasında çatışmalar çıkmış ve Alman parlamento binasını ateşe verilmiştir. Olaylar üzerine Cumhurbaşkanı tarafından Adolf Hitler’e ülkeyi yönetme yetkisi verilir. Adolf Hitler ilk iş olarak Nazi harici tüm siyasi partileri yasaklar. Cumhurbaşkanının 1934 yılında ölmesiyle Adolf Hitler ülkenin tek başkanı haline gelir.
İktidara gelmesinin ardından ilk işi ekonomiyi düzeltmek için vergi sistemini düzenlemek olmuştur. Alman markalarının istikrarı sağlanmış, sanayi tesislerini artırmış ve gençlere iş imkânı sağlayarak işsizliği neredeyse sıfırlamıştır. Versay Anlaşması’na göre 100 bin ile sınırlandırılan Alman ordusunun, ağır silah ve hava kuvvetleri kullanması yasaktır. Hitler 1936 yılında Versay anlaşmasını reddederek zorunlu askerlik getirmiştir. Ağır tonajlı gemi üretimine başlamış ve Alman Hava Kuvvetleri’ni tekrar kurmuştur.
Adolf Hitler’in Genişleme Hareketleri
Adolf Hitler, 1938 yılına gelindiğinde uzun zamandır planladığı genişleme hareketini başlatır. İlk hedefi ise doğduğu topraklar olan Avusturya olmuştur. 1938 tarihinde Alman ordusu hiçbir direnişle karşılaşmadan, Avusturya topraklarına girer. Avrupa devletleri Nazilerin bu işgaline, yalnızca diplomatik protesto ile cevap vermişlerdir.
Hitler yönünü, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Çekoslovakya’ya bırakılan ve 3 milyon Alman’ın yaşadığı Südet bölgesine çevirir. Avrupa’da yeni bir savaş istemeyen İngilizlerin araya girmesiyle, Südet bölgesi Almanya’ya verilirken, Hitler’den Çekoslovakya’ya saldırmaması sözü alınır. Ancak Hitler sözünde durmayarak Çekoslovakya’nın tamamını işgal eder.
1939 tarihinde Hitler, Sovyetler Birliği ile anlaşarak ortak bir şekilde Polonya’yı işgal eder. Bunun üzerine, İngiltere ve Fransa, Polonya’nın işgalinin hemen ardından Almanya’ya savaş ilan etmiştir. Bu beklenmeyen durum sonucunda Hitler Almanya’nın tüm askeri gücünü batıya aktararak Danimarka, Norveç, Hollanda, Belçika, Lüksemburg ve Fransa’yı işgal eder.
Hitler, Nazi Almanya’sını en geniş sınırlara ulaştırmış, ancak bir süre sonra, bu geniş sınırlar sorunlara yol açmaya başlamıştır. Hitler, petrol sorunu çözmek için Sovyetler Birliği’nin engin petrol yatakları olan Stalingrad bölgesine saldırmış, ancak başarılı olamamıştır. 1943 yılında Sovyetlerin karşı taarruzu nedeniyle, doğuya geri çekilmek zorunda kalırken, batı cephesinde ise Amerika’nın savaşa girmesi ile müttefikler Fransa’ya çıkarma yapar.
Hitler günden güne tüm cephelerde başarısız sonuçlar alarak en sonunda Berlin’de sıkışıp kalır. Artık savaşı kaybedeceğini anlayan Hitler, 25 yıllık başarılarını gölgelemek isteyenlere teslim olmaktansa ölmeyi tercih etmiştir. 30 Nisan 1945 yılında, 56 yaşındayken intihar ederek hayatına son verir.