İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda son günlerde pilotlar, radarlarında tanımlanamayan bir trafik tespit etti. Radar ikazını alan pilotlar, durumu hemen hava trafik kontrolörüne bildirerek, gerekli önlemleri aldı. Bunun üzerine, denizden havaya ve karaya kadar geniş çaplı araştırmalar başlatıldı. Ancak yapılan tüm kontrollerde, trafik ikazına neyin neden olduğu hala belirlenemedi.
Pilotlar ve kule görevlileri arasındaki telsiz konuşmaları, durumu daha net bir şekilde ortaya koydu. Bir pilot, “Son yaklaşmada 300 feet yüksekliğinde bir trafik ikazı aldık, bu bir drone olabilir ya da başka bir uçak olabilir” diyerek durumu aktardı. Kule görevlisi ise, “Bugün sabahtan beri bütün uçaklar bu ikazı verdi. Denizde ve karada aramalar yapılıyor ancak henüz bir iz bulunamadı” şeklinde yanıt verdi.
Kaynağı Belirlenmeye Çalışılıyor
Pilotların ifadelerine göre, tanımlanamayan trafik ikazının kaynağı olarak bir gemi ya da drone olabileceği değerlendiriliyor. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ve diğer ilgili ekipler, bölgede araştırmalarını sürdürdü, ancak şu ana kadar olumsuz bir durum tespit edilmedi.
Bir pilotun telsiz konuşmasında, “500 feet altımızda alçalan bir trafik görüyoruz, tanımlanamayan bir trafik. Şu an 5 mil önümüzde” şeklindeki ifadeler dikkat çekti. Yetkililer, bu gizemli trafik ikazının kaynağını belirlemek için çalışmalarına devam ediyor.
Radar Karışıklığının Muhtemel Sebepleri
Emekli Kaptan Pilot Engin Aksüt, bu sinyallerin sahile paralel ve alçak irtifada uçan bir uçak veya helikopterden kaynaklanabileceğini öne sürdü. Aksüt, pilotların trafik uyarısını deniz üzerinde aldığını ve bunun uçakların yaklaşma hattına denk gelebileceğini belirtti. Ayrıca, Flight Radar 24 üzerinden yapılan incelemelerle, bölgede uçuş yapan küçük hava araçlarının konumlarının analiz edilebileceğini vurguladı.
Aksüt ayrıca şu detayı da ekledi: “Bu durum, gemi takip sistemlerindeki sinyal karışıklıklarından da kaynaklanabilir. Yaklaşma hattında seyreden veya demirlemiş gemiler, böyle bir karmaşaya neden olmuş olabilir.”
Uçuş Güvenliğine Etkisi Var mı?
Sinyallerin uçuş emniyetini tehdit edip etmeyeceği konusunda değerlendirmelerde bulunan Aksüt, düşük görüş koşullarında böyle bir sinyalin uçaklar için risk oluşturabileceğini belirtti. Özellikle bir pilot, 1000 fit (333 metre) üzerinde iken sinyal alır ve bir kaçış manevrası yapması gerekirse, bu durum hava sahasında bir domino etkisi yaratabilir. Aksüt bu ihtimalin zayıf olduğunu söylese de tamamen göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı.
Pilotların TCAS (Trafik Çarpışma Önleme Sistemi) uyarılarına genellikle görsel doğrulama ile yanıt verdiğini belirten Aksüt, ancak TCAS RA (Kaçınma Manevrası) ikazı alındığında, özellikle bulut içinde ya da düşük görüş şartlarında, bu komutların tereddütsüz uygulanmak zorunda olduğunu ifade etti. Bu da çevredeki diğer uçuşları etkileyebilir.
Gizemli Trafik: Sinyal Testleri mi?
Konuyla ilgili görüş bildiren bir uçak bakım teknisyeni, bu durumun havalimanındaki uçak bakım hangarlarında yapılan sinyal testlerinden kaynaklanabileceğine dikkat çekti. Hangarlarda zaman zaman uçakların TCAS sistemlerinin test edildiğini belirten teknisyen, bu testlerin sırasında hayalet TCAS bilgilerinin sisteme girildiğini ve uçağın belirli bir irtifa ve konumda başka bir uçak gibi davranmasının simüle edildiğini açıkladı.
Teknisyen, bu tür testlerin genellikle hangar içinde yapılması gerektiğini belirterek, açık alanda yapılan testlerde sinyallerin başka uçaklar tarafından algılanabileceği ihtimaline dikkat çekti. Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki hangarların o günkü TCAS test kayıtlarının incelenmesiyle bu ihtimalin doğruluğu kontrol edilebilir.
İstanbul Semalarında Cevapsız Sorular
Sabiha Gökçen Havalimanı üzerinde ortaya çıkan bu gizemli sinyallerle ilgili pilotlar ve kule görevlileri çalışmalarını sürdürürken, sinyallerin kaynağına ilişkin belirsizlik hala devam ediyor. İstanbul semalarındaki bu esrarengiz durumun çözümü, hem havacılık güvenliği hem de meraklı gözlerin huzuru için büyük önem taşıyor.
WhatsApp grubumuza katılmak için TIKLAYINIZ!